Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi eğitim etkinlikleri kapsamında özel çalışma modülü olarak tasarlanmış bir etkinlik adıdır.Yaklaşık dört yıldan beri sürdürülmekte olan medikal film günlerinde tıpta sinema uyarlamalarına ilişkin özel örnekler eğitim amaçlı izlenmekte ve tartışılmaktadır. Etkinliğe her iki ayda bir yaklaşık 75 tıp öğrencisi ( 2 ve 3. sınıf) katılmaktadır. Etkinlik film danışmanı olarak Doç Dr Lale Kabadayı ( iletişim Fakültesi sinema anabilim dalı Başkanı) sorumluluk almıştır.
7 Şubat 2012 Salı
6 Şubat 2012 Pazartesi
3 Şubat 2012 Cuma
Dünya Sulak Alanlar Günü- 2 Şubat 2012
BİLİMSEL ÇEVRE GEZİSİ
KUŞ CENNETİ VE GEDİZ DELTASI
Etkinlik: Dünya Sulak Alanlar Günü Kapsamında,Orman ve Su İşleri İzmir Şube Müdürü Sayın Hayati Binboğa’nın himayelerinde gerçekleştirilmiştir. Sonsuz teşekkürlerimizi saygılarımızla sunarız.
DÜNYA SULAK ALANLAR GÜNÜ ( 2
ŞUBAT 2012 )
GEDİZ DELTASINA BİLİMSEL ÇEVRE GEZİSİ
Sorumluluğunu Prof Dr Ramazan İnci’nin üstlendiği,
Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Özel Çalışma Modülü kapsamında gerçekleştirilen
“bilim ve film” etkinlikte bu hafta
bilimsel bir inceleme gezisine
ayırdık. Bu gezi 01 Şubat 2012 tarihinde saat 13.30 da Muhiddin Erel Amfisi Önü
Hareketle Kuş Cenneti Ve Gediz Deltası’na gidilecek.
Geziye Tıp Fakültesi öğrencilerinden 75 kişi bu
incelemeye katılacaktır. Etkinlik Dünya Sulak Alanlar Günü Kapsamında,
Orman ve Su İşleri İzmir Şube Müdürü Sayın Hayati Binboğa’nın himayelerinde gerçekleştirilmektedir.
SU VARSA HAYAT VAR
Canlı yaşamın ve nüfusu yoğunlaşmasının neredeyse tamamı sulak alanlar
çevresindedir. Şehirler nehirler ve deniz kıyılarında kurulmuştur. Kuşlar sulak
alanlarda yuvalanırlar ve göçerler. Su varsa hayatta vardır. Yaşama alanlarını
giderek genişleten insanlar artık verimli tarım alanlarından sonra sulak
alanları da tehdit etmeye başlamıştır. Çoğunluğu henüz tanımlanamayan ve bilinmeyen
pek çok canlılık ortadan kaybolmakta, nesli tükenmektedir.
Milyonlarca ve milyarlarca yılda canlılar ve evren bir evrim süreci
geçirmektedir. Bu doğal bir süreçtir. Bu kez canlıların yaşam alanları tehdit
edilmektedir. Canlı yaşam neredeyse insanlığın ve uygarlığın elleriyle
boğulmaktadır. Bu değişim çok kısa sürede büyük yıkıma neden olmaktadır.
Örneğin geçen haftalarda izlediğimiz Uygunsuz Gerçek filminde açıklanan
gerçeklerle Küresel Isınma bunun en büyük kanıtıdır.
CANLIYAŞAM ALANLARINA TEHDİTLER:
Yaşama alanlarının talan edilmesi, sınai ve bilinçsiz tarım uygulamaları, aşırı ve bilinçsiz avlanma, çevre kirliliği ve Küresel ısınma sayılabilir.
Yaşama alanlarının talan edilmesi, sınai ve bilinçsiz tarım uygulamaları, aşırı ve bilinçsiz avlanma, çevre kirliliği ve Küresel ısınma sayılabilir.
BİYOLOJİK TÜR ÇEŞİTLİLİĞİ YAŞAM ALANI: KUŞ CENNETİ VE GEDİZ DELTASI
Biyolojik tür çeşitliği ve sulak alanların korunması ekosistemin
dengesinin sürdürülmesi yönünden önemlidir. Biyolojik zenginlikler başta tıp,
tarım ve endüstri faaliyetleri için bir araştırma ve temel kaynaktır. Bunun en
güzel örnekleri çevremizde İzmir Kuş Cenneti ve Gediz Deltası sulak alanıdır.
Bu alanları korumalıyız. Sulak alanların tehlikede olduğu bölgeler daha çok
gelişmekte olan ülke ve bölgelerdedir. Uygun koruma stratejileri geliştirlerek
bu alanları gelecek kuşaklara miras bırakmalıyız. Bunun ilk çalışmaları basına
da yansıyan (Yeni Asır, 26 Ocak 2012,
Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu’ndan uyarı: Gediz Havzası’ndaki Fabrikalara Uyarı:
Arıtmasını bitirmeyen fabrikayı kapatacağım” sayın Bakan’nın demeciyle gündeme geldi.
BATAKLIK DEYİP GEÇME!
Bataklıklar ve sulak alanlar canlıların beslenme bölgeleridir. Kurak
alanlar ise çölleşmiş canlılığın hemen hemen hiç olmadığı bölgelerdir. Gediz
deltası 40 bin hektarlık alanınıyla Bostanlı Mavişehirden Foça tepelilerine
kadar uzanır. Simge kuşu Tepeli Pelikandır. Deltada ortalama 230 kuş türü ile
özeldir. Ayrıca anılan bölgede camaltı tuzlasında Türkiyede tuz üretimin üçte
biri üretiliyor. Gediz deltasında çakal, tilki,yaban kedisi,porsuk,gelincik
gibi yaban hayatına ilişkin canlılarda varlığını sğrdğrmektedir. Gediz
deltasının simge kuşlarından biri de Flamingo’lardır. Yumurtlama döneminden
sonra çıkan yavruların oluşturduğu Filamingo yavruları kreşi ise görülmeye
değer bir resim oluşrturmaktadırlar Nisan aylarında. Saydığımız canlıların
hepsi bataklıklar dahil,sazlıklar,tuzcul cçyırlar,makilikler gibi ekolojik
alanlarda yaşamaktadırlar.
SON SÖZ: GEDİZ DELTASINI KİRLETME, KUŞLAR KONABİLSİNLER
Biyolojik türlerin ve zenginliklerin önemsenmemesi ve anlık yararlar ve
rant uğruna zenginliklerimizin yok olmasına sessiz kalmak, göz yumak, duyarsız
kalmak gelecek kuşaklara bırakılacak zenginliğimizi talan etmek ve tahrip
etmekle aynı kapıya çıkar. Bu açıdan bakıldığında insanlık ve memlekete
çıkarları ve yararları açısından su deltalarımızın ve Doğa cennetlerimizin
korunması ve yaşamının sürdürülmesi için başta yetkililer ve topluma büyük
sorumluluklar düşmektedir.
YAŞAM İÇİN BAŞKA DÜNYA YOK
Doğal yaşam dengesinin bozulması insanlığa doğal afetler, sel/su
baskınları, kuraklık, küresel ısınma, kıtlık ve ölüm olarak geri dönmekte
olduğunu hepimiz görmekte ve yaşamaktayız. Yaşam alanı olarak başka dünyanın
olmadığı bilinciyle dünyayı kurtarmak bizim ellerimizdedir.
Öğrencilerimizle yaptığımız bu gezi de çevre konusundaki duyarlılığı
artırmak ve doğasına sahip çıkan bir gençlik için fırsat oldu. Gezi için Orman ve Su İşleri İzmir Şube
Müdürü Sayın Hayati Binboğa’ya teşekkürlerimizi saygıyla sunarız.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)